Cevap: Evet, belki ilk bakışta olarak öyle düşünülebilir. Zira Hüseyni kıyamın kıvılcımı Yezid’in Muaviye’nin yerine geçip ardından hemen İmam’dan biat istemesiyle başladı. Ama İmam (a.s)’ın sözlerinden öyle anlaşılıyor ki hatta Yezid melun biat istemeseydi dahi İmam (a.s) ona karşı suskun ve duyarsız kalmayacak ve ona karşı kıyam edecekti. Bunu örneğin İmam’ın şu mübarek sözleri açık bir şekilde göstermektedir:
1- “Ey insanlar! Allah’ın Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Kim Allah’ın haram ettiğini helal kılan; onun ahdini bozan; Resulullah’ın sünnetine muhalefet eden, Allah’ın kulları arasında günah ve zulüm ile amel eden zalim bir sultanı görür ve ameli veya sözü ile ona karşı çıkmazsa, onu da o zalimin girdiği yere (cehenneme) sokmak Allah’ın üzerine bir haktır.”
Hiç şüphesiz şu “Benî Ümeyye” zümresi şeytanın itaatine girip Allah’ın itaatini terk etmişlerdir. Beytülmale tecavüz edip Allah’ın haramını helal ve helalini haram saymışlardır. Ben (Müslümanların rehberliğine ve bu bozulmuş durumunu düzeltmek için kıyam etmeğe) başkalarından daha layığım…” (Tarih-i Taberi, c.7, s.300)
2- “Ümmet Yezid gibi bir yöneticiye müptela olduğu zaman İslam’a elveda demek gerekir.” (Maktel-i Harezmi, c.1, s.185)
3- “Ben azgınlık veya makam hırsı veya fesat çıkarıp zulüm etmek için kıyam etmedim. Ben ceddimin ümmetini ıslah etmek, iyiliği emredip, kötülükten nehy etmek ve ceddim (Resulullah’ın) ve babam Ali b. Ebi Talib’in çizgisinde yürümek için kıyam ettim…” (Maktel-i Harezmi, c.1, s.188)
4- “Ben sizi Allah’ın kitabına ve Peygamberinin sünnetine davet ediyorum. Hiç şüphesiz sünnet öldürülmüş ve bid’at diriltilmiştir. Eğer sözümü dinlerseniz ben sizi saadet ve doğruluğa hidayet ederim…” (Tarih-i Taberi, c.7, s.240)
5- “Andolsun ki gerçek imam ve önder, Allah’ın kitabına amel eden, adalet ölçülerine uygun hareket eden, hakka teslim olan ve kendisini Allah’a adayan kimsedir…” (Tarih-i İbn-i Esir, c.3, s.267)
6- “Kim bizim (hedefimiz) uğruna canını feda etmek ister ve Allah’a kavuşmayı kendisine sükunet vesilesi olarak görüyorsa, bizimle birlikte yola çıksın…” (el-Luhuf, s.53)
7- “Hak üzere amel edilmediğini, batıldan kaçınılmadığını görmüyor musunuz? Böylesi bir durumda mümin birisi haklı olarak Allah’a kavuşmayı (şehit olmayı) arzu eder.” (Tuhef’ul-Ukul, s.245)
8- “Allah’ım sen biliyorsun ki bizim (kıyamımız), ne bir saltanata erişmek içindi, ne de bir dünya malını elde etmek. Biz senin dininin nişanelerini aşikar edip beldelerini ıslah etmek, mazlum kullarının emniyetini sağlamak için ve farizalarına, sünnetlerine ve hükümlerine amel edilsin diye kıyam ettik…” (Tuhef’ul-Ukul, s.239)