Radyo Sinezen Radyo Sinezen

DUYURU:
Ana Sayfa Sorulara Cevap 2 Ağustos 2023 216 Görüntüleme

Neden Hz. Hasan Barıştı ve Hz. Hüseyin Kıyam Etti?

Soru: Neden Hz. Hasan Barıştı ve Hz. Hüseyin Kıyam Etti?

Cevap: Neden Hz. Hasan’ın barışıp ve Hz. Hüseyin’in barışmadığını anlamak için, ilk önce bu iki hidayet imamının barış ve kıyamlarının iki dönemde gerçekleştiğine ve bu iki dönemin birbirinden tamamen farklı olduğuna dikkat etmek gerekir.  Muaviye’nin kendi döneminde İslam adına işlediği cinayetler ve İslam’ı yıkmak için yaptığı faaliyetler, burada sıralanıp yazılmayacak derecede çoktur. Biz bunlardan bir kaçına kısaca değinmekle yetinmek istiyoruz: 

1. Müslümanların hak halifesi olan Hz. Ali’ye karşı başkaldırmak ve binlerce Müslüman’ın ölümüne sebep olmak. 

2. Hz. Ali’ye karşı alenen minberlerde lanet okutmak, 

3. Hucr b. Adiy gibi büyük sahabi ve tabii şahsiyetleri sırf Hz. Ali ile olan sevgileri için katletmek. 

4. Dinde birçok bidat çıkarmak. 

5. Oğlu Yezid’i kendisinden sonra halife ilan ederek ona insanlardan biat almak ve bunun bir ilahi takdir olduğunu iddia etmek. 

6. Hz. Muhammed (s.a.a)’in isminin tamamen yok edilmesini kendisine bir hedef olarak seçmek. 

Ama tüm bunlara rağmen Muaviye gerçek yüzünü gizleyerek kendisini din taraftarı gösteriyor ve asla dine karşı olduğunu ortaya koymuyordu. Müslümanların çoğu ve özellikle Şam halkı da onun gerçekte Peygamber’in sahabisi ve bir yakını olarak destekliyordu. İşte böyle bir dönemde birinin çıkıp da “Ben İslam’ı tatbik etmek istiyorum ve bunun için Muaviye’ye karşı kıyam ediyorum.” diyerek ayağa kalksaydı ve sonra da bu kıyamı sonuçsuz kalsaydı, bu kıyamın Müslümanların bilinçlenmesinde bir etkisi olmaz ve halk o kıyam edeni suçlar ve onun kendine makam elde etmek için başkaldırdığını ileri sürer ve bu hareket kendinin ve dostlarının canını tehlikeye düşürmekten başka bir işe yaramazdı. Oysa böyle bir ortamda canını koruyarak çeşitli vesilelerle Müslümanların bilinçlenmesi için çaba göstermesi mümkündü.

Ancak Yezid’in dönemi tamamen farklıydı. Çünkü Yezid alenen İslam hükümlerini çiğniyor, açıkça şarap içiyor, maymun oynatıyor ve asla babası gibi kendisini imanlı biri olarak göstermeğe çalışmıyordu. Böyle birisinin Peygamber’in halifesi olamaya layık olmadığı en basit düşünceye sahip Müslümanlarca bile kolayca biliniyordu. Yani Yezid’in döneminde Müslümanların bilinç yetersizliği yoktu; sadece dinlerini müdafaa için cesaret yetersizliği vardı; herkes can ve malları tehlikeye düşmesin diye susmuş ve bir şey söylemiyor, ama Yezid’in mahiyetini iyice biliyordu.  Böyle bir durumda her şey bir ilahi kıyam için hazırdı. Daha doğrusu İslam’ın eğrilikten tek kurtuluş yolu böyle bir hareketti. Bu kıyam sayesinde ümmette kaybolan hamaset ve şecaat ruhu yeniden dirilecek ve herkes içinde bulunduğu duyarsızlık halinden kurtulacaktı. İşte böyle bir durumda Hz. Hüseyin (a.s) şöyle diyordu:

“Ey insanlar, Resulullah buyurmuştur ki, “Her kim Allah’ın haramını helal bilen, ahdini bozan, Resulü’nün sünnetine muhalefet eden, kulları arasında günah ve haksızlık yapan zalim bir yöneticiyi görür, ameli ve sözüyle ona karşı gelmezse, Allah-u Teâla böyle bir adamı, o zalimi sokacağı yere (cehenneme) sokar.”

“Ey insanlar, bilin ki bunlar (Yezid ve yardımcıları) Allah’ın itaatini terk edip Şeytan’ın itaatine sarıldılar. Fesadı yayıp ilahi hükümleri tatil ettiler. Fey’î (ganimeti) kendilerine ayırdılar. Allah’ın haramını helal, helalini da haram saydılar; (emir ve nehiylerini değiştirdiler.)” 

Yine şöyle buyuruyordu: “Allah’ım, sen de biliyorsun ki bizim kıyamımız, saltanat hevesiyle veya dünya malına düşkünlüğümüz dolayısıyla değildir. Amacımız, senin dininin nişanelerini diriltip egemen kılmak, sana ait olan şu yeryüzünü ıslah edip her yerde huzur ve güvenliği sağlamak, zulme uğrayan kullarını zalimlerin şerrinden kurtarmak ve senin farzlarını, sünnetlerini ve emirlerini uygulamaktır.” (Tuhef’ul-Ukul, s. 243)   

Kısacası, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin, değişik şartlarda, ilahi görevleri gereği iki değişik yönteme başvurmuşlardır. Bu yöntemleri, en ufak teferruatına kadar Peygamberlerin hareketinde olduğu gibi kendi şahsi görüşlerine dayanarak değil doğrudan Allah’tan vehbi ilimleriyle ve Peygamber’den kendilerine ulaşan özel vasiyet çerçevesinde takip etmişlerdir.  Hatta Hz. Hasan’ın barışı, Hz. Hüseyin’in kıyamına zemin hazırlamıştır. Evet, tek cümlede özetlemek istersek, Hz. Hasan Hz. Hüseyin’in yerinde olsaydı, aynen Hz. Hüseyin gibi kıyam ederdi; Hz. Hüseyin de Hz Hasan’ın yerinde olsaydı hiç kuşkusuz Hz. Hasan’ın tavrını izlerdi.             

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Tema Tasarım | Ozakajans.com